KALKEDON’LU OLMAK

                Yıllardır toprağında yaşadığınız Anadolu’nun birbirinden farklı ve güzel yöresel melodilerine ilginiz oldu mu hiç? Ya da bu melodilerden birini duyduğunuzda içinizde bir yerlerde bir merak, heyecan duydunuz mu? Peki, karşınızdaki kişi halkoyunlarından söz edince sesli ya da sessiz “ah, ben de” dediniz mi? Bu sorulardan en az birine “evet” diyorsanız, bu yazı sizin için yazılmış demektir.

                Kimimiz halay kimimiz folklor deyip adımımızı atarız “Halkoyunları” dünyasına. Oldukça zengindir bu dünya; gerek binbir çeşit renkleriyle, sayısız figürleriyle, gerekse genlerimize işlemiş, özümüzü yani bizi anlatan müzikleriyle… O kadar çok şey anlatır ki; oyunlarla kalmaz, birlik- beraberliğin güzelliğini, paylaşmayı, biz olmayı gösterir bizlere…

                Peki, neydi bizi Kalkedon Dans’a getiren… Herşeyden önce sizi sımsıcak karşılayan ve kısa sürede saran bir aile… Bunu daha tanışma toplantısında hissedersiniz. Baştaki gerginlik ve endişenin yerini keyif, merak ve heyecan alacaktır sadece birkaç dakika sonra. Çünkü anlarsınız ki, siz Kalkedon ailesinin bir üyesi oldunuz artık. Gelin, biraz da neler yaptığımızı dinleyin. Yaptığımız çalışmaları gördükçe ailenin büyüklüğünü fark edeceksiniz. Bu çalışmalar, salonla sınırlı kalmaz; bu şehri hatta ülkeyi aşar. Kalkedon’un geçmişine baktığınızda bunu rahatça görebilirsiniz. Bahreyn, Romanya, Cezayir, Yunanistan ve daha birçoğu. Her birinde heyecanla karşılandık, coşkuyla izlendik ve bol alkışla ülkemize döndük. Evet, çok emek istiyor Halkoyunları. Sadece emek mi? Sabır, heves, ilgi, devamlılık ve daha birçok şey. Ama derslerin bitiminde gülümseyen yüzleri görünce; sırtımızdan, alnımızdan, yüzümüzden, ellerimizden dökülen her bir ter damlasına rağmen derslere devam ettikçe anladık ki; Halkoyunları bizim için bir iş / meşgale olmaktan çıkmış ve bir sonraki ders gününü iple çekme sebebimiz olmuş. Hepsi bu muydu? Asla. Bizi Kalkedonl’lu yapan; ders saatleri dışında geçirdiğimiz güzel vakitler, yaptığımız sohbetler ve düzenlediğimiz sosyal aktiviteler idi aslında. Kahvaltılar, akşam yemekleri, mail sohbetleri, Whatsapp grup yazışmaları, kutlamalar, düğünler, ev muhabbetleri… Şöyle bir baktım da, bir sezon nasıl dolu dolu geçmiş… Peki, 2016-2017 sezonu? Hadi yaşadınız; çünkü bunun çok daha fazlası olacak bu yıl… Pikniklerimiz, gezilerimiz, sayısı artacak olan gösterilerimiz…

                Kalkedon, sadece bir aile değil dostlar… Sadece dans da değil; sanat, yaratıcılık, bir parça delilik, kardeşlik, sosyallik… Özetle, hayatın ta kendisi…

                Ne diyoruz: Amatör ruh Profesyonel anlayış

                Sizler de hayatın en güzel renklerini yaşamak ister misiniz? Bizimle dans eder misiniz? O halde, buyrun Kalkedon yoluna 😉